Açıklama

Prof.Ergin İnan, 1943 Malatya doğumlu. 1964 – 68 yıllarında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü’nde öğrenim gördü ve Kral Schlamminger ve Helmut Hungerberg’ in öğrencisi oldu.  1968 yılında Aynı bölümde asistan olarak göreve başladı. 1969’ da Salzburg Yaz Akademisi’nde Prof. Emilio Vedova ile çalıştı.

1970 yılında Federal Alman Hükümetince verilen “ Alman Akademik Mübadele Bursu”nu kazanarak 1973’e değin Münih Güzel Sanatlar Akademisinde Prof. Rudi Tröger ve Prof. Max Zimmerman ile çalışmış 1975’ de “ Baskı Resim Teknikleri” isimli teziyle İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okuluna (bugünkü Marmara Ünv. Güzel Sanatlar Fakültesi ) öğretim görevlisi olmuştur.

1972 yılından başlayarak Küstausstellung – Wasserburg am inn Germany sergilerine katılmaya başlamış, jüri seçimiyle on yıl bu sergilerde yer alma başarısını göstererek süresiz katılım şansını yakalamış ve on beş yıl boyunca aksatmadan bu sergilerde yer almıştır. Alman Hükümeti’ nin bursuyla 1978 – 79 yıllarında Münih ve Berlin’ de; Berlinli Sanatçılar bursuyla ise 1983-84 yıllarında Berlin’ de araştırmalarını sürdürdü. 1985 – 86 yıllarında Berlin Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda konuk Profesör olarak bulundu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev aldı.

Sanatçının yapıtlarının bulunduğu koleksiyonlar arasında, Ankara ve İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Müzeleri, Dahlem Museum-Berlin, Haus der Kunst-Munich, Kunstverein-Frechen, Modern Art Museum-Cleveland, Bradford Museum, British Museum-Londra, Fredrikstad Modern Art Museum-Belçika müzeleri sayılabilir.

Ergin İnan, Varoluşla yok oluş arasındaki metafizik anlamı ve yaşam ile gerçeklik karşısında insanoğlunun tavrını ruhunda ve beyninde şekillendirerek dışa vurduğu gerçeküstü ve fantastik yapıtlarında Asya,Avrupa ve Anadolu kültürlerinden edindiği birikimi sentezleyerek, kendine özgü bir yorumla irdeliyor. İnsan figürleri, böcekler, kelebekler, sürüngenler, gözyaşı damlaları, yapraklar, gibi nesneler ve yazıyla bütünleştirdiği kompozisyonları, felsefe oluşturacak bir temel üzerinde betimlenerek, ikonografik ve kültürel imgeler arasında kurulan görsel, simgesel ve mistik ilişkileri yansıtıyor.